Çarşamba, Haziran 21, 2017

SPORDA STRESİN ÇOCUKLARA ETKİSİ

Organizmanın ruhsal ve bedensel olarak zorlanması sonucu ortaya çıkan bedensel, zihinsel, psikolojik ve davranışsal rahatsızlıklar şeklinde ortaya çıkan durum stres olarak adlandırılır.
Her insan belirli durumlarda kaygı duyar. Bu normaldir ve kendini koruması ya da ulaşması için gereklidir.
Ancak kaygı uzun süreli ve yoğun yaşandığında strese dönüşür. Kaygı, olayları algılama durumuna bağlı olarak farklı düzeylerde yaşanır. Bazıları kişilik özelliği olarak kaygı duymaya meyillidir. Bu kişilerin belirli durumlarda yaşanacak olan kaygıyı daha yoğun yaşadıkları görülmektedir.


Ayrıca duruma bağlı olarak yaşanan kaygının yaş ve tecrübe ile de ilgili olduğu bilinmektedir.
Bilindiği gibi stres organizmanın ruhsal ve bedensel olarak zorlanması sonucu ortaya çıkan bedensel, zihinsel psikolojik ve davranışsal rahatsızlıklar şeklinde ortaya çıkan durumdur. Milyonlarca insana bir anda coşku ya da hüzün yaşatabilen spor müsabakalarında başrolü oynayan sporcu çocuklarımız hem bedensel hem ruhsal olarak yoğun yüklenmeler altındadır.


İstenen performansı sergileyebilmek için, uzun süreli antrenmanlara katlanmak zorundadır.
Ayrıca okuldaki öğretmenlerinin istekleri yanı sıra ailelerinin de başarı beklentileri özel yaşamı dahil her hareketi kontrol altında tutulan sporcudan da antrenörleri tarafından tek istenilen kazanmaktır. Her yarışma sporcu için sosyal ve ekonomik açıdan büyük önem taşır. Böylesi bir ortamda sporcunun fiziksel özellikleri ne kadar mükemmel ve geçirdiği antrenman süreci ne kadar kusursuz olursa olsun başarıya ulaşması stresle başa çıkabilme yeteneğine bağlıdır.
Stres altındaki bir sporcuda şu değişiklikler görülür.


Fizyolojik olarak kan basıncını , kas gerginliği ve kalp vurum sayısının arttığı görülür. Solunum sıklaşır ve gözbebeklerinde büyüme olur. Beyine ve kaslara daha fazla oksijen gerektiği için kanda alyuvarlar sayısı artar, iç organlardaki kan miktarının azalması nedeniyle zihinsel olarak dikkat azalır, algılamada yanılgılar ve unutkanlık görülebilir.


Psikolojik olarak güvensizlik hisseder, huzursuz ve karamsardır, yetersizlik duygusuna bağlı olarak korku başlamıştır. Bütün bunlar antrenman veya yarışma sırsında sahip olduğu performansı sergileyememesine neden olur.
Konsantre olamaz, koordinasyon bozulur, teknik ve taktik hareketlerde hatalar sergiler.


Sporcuların kişilik özelliklerini iyi bilen bir antrenör, sporcunun bu durumunu hemen tespit edebilir ve stresle başa çıkabilmesi için yardımcı olur. Aksi halde kendisi de sporcunun beklenmedik hataları karşısında acımasıza eleştirip normal performansını gerçekleştireceği beklentisiyle oyun içinde tutmaya devam edecektir.


Bu da sporcunun stresinin artmasına neden olur.Sporcularımızın öncelikle çocuk olduğunu ve gelişmekte olan çocuklar olduğunu düşünmeliyiz kişisel başarı yada egolarımız için aşırı baskı ve stres altında bırakmadan genç oyuncularınızı doğru bir şekilde yetiştirmeli ve eğitmeliyiz aksi takdirde ne kadar başarılı bir eğitim ve antrenman dönemi geçirsek te sonunda alacağımız sonuç hep aynı olacaktır.


Bu şekilde stres ve kaygı ile büyüyen her birey ve çocuk ilerleyen zamanlarda sadece spor müsabakalarında değil bunu bir hayat felsefi haline getirerek iş yerinde sosyal yaşamında kaygı ve stresle hareket etmek zorunda kalacaklardır.
Burada ise en büyük görev antrenörlerimizden geçmektedir


Tüm antrenörlerimiz çocuk psikolojisine ve gelişiminde önemli bir rol oynadıklarını bilerek onlara bir müsabakada çocuklarımızın duyabileceği kaygı ve stresle nasıl başa çıkabileceklerini öğretmeliler.


 


Saygın CERGENÇ

Hiç yorum yok:

U17'deki Beykoz derbisinde puanlar paylaşıldı

İstanbul Amatör Ligleri U17 Yaş A Kategorisi 17.Grubunda ilk yarının son hafta karşılaşmalarından birinin adresi de Çavuşbaşı M.Hanefi Dilma...