Pazartesi, Kasım 30, 2015

ALT YAPI MI DEDİNİZ, GÜLDÜRMEYİN ADAMI




Geçtiğimiz haftalarda çok önemli fakat basınımızın neredeyse hiç ilgilenmediği bir maçla futbolumuzun alt yapısının ne halde olduğunu net olarak gördük.         
Galatasaray U-19 takımı UEFA gençlik ligi C grubu 3.maçında hem de İstanbul'da Portekiz'in Benfica takımına 11-1, yanlış okumadınız onbire bir yenilerek Türk futbolundaki alt yapı gerçeğini hepimizin yüzüne açıkça vurmuş oldu. Galatasaray Benfica'ya yenilebilir mi ? Tabi ki yenilebilir ama 11'e 1yenilemez buna hakkı yok. Bu sonuçtan sonra Galatasaray taraftarı basında yada sosyal medyada ses getirecek bir tepki verdi mi, hayır. Peki Galatasaray kulübü sayesinde ekmek yiyen ulusal basının gözde yazarları bunu köşelerinde eleştirdi mi? Bir kaç küçük yazı dışında hayır. 

Bahsettiğimiz kulüp 2. 3.lig kulübü değil.Türkiye'nin en büyük kulüplerinden birisi olan Galatasaray. Karşısındaki takım Real Madrid,Barcelona yada Bayern Münih değil Avrupa'nın 2.sınıf kulüpleri arasında bulunan Benfica. Peki Galatasaray kulübü ne yaptı. Bu skoru resmi sitesinde yayınlamaktan haber yapmaktan bile utandı. 

Evet işte alt yapımız bu durumda arkadaşlar.Siz gidin Podolski'ye, Sneijder'e yıllık 12 milyon lira maaş verin sonra da U-19 takımınız 2.sınıf bir Avrupa takımından hem de evinde 11 gol yesin. Bence siz bu işleri bırakın yada her şeye sıfırdan başlayıp doğru düzgün bir alt yapı kurun. Bu söylediğim sadece G.Saray'ı ilgilendiren bir durumda değil. Amatör liglerden tutunda Türk futbolunun en büyük kulüplerinin bile durumu içler acısı.Bir kaç kulüp haricinde neredeyse hiç bir kulübün planlı, programlı bir alt yapı organizasyonu yok. Gerçek tam olarak bu.                                                      

Şöyle son 10 yıla baktığımız da G.Saray'da Sabri ve Emre Çolak F.Bahçe'de Uygar ve Beşiktaş'ta Necip haricinde A takımda forma bulabilen oyuncu yok. Maalesef verilen göstermelik eğitimle inanın bu bile fazla.Siz oyuncuyu  bu eğitimle 21 yaşına kadar  yetiştirin sonra A takımda fırsat vermeyin.Oyuncuyu kiralık ya da cüzi bir paraya 2.3.lig kulüplerine gönderin. Sonra da oyuncu kaybolup gitsin. Böyle plansız bir çalışmayla tabi ki oyuncu yetişmez. Hiç olmazsa televizyonlara çıkıp alt yapıya da büyük önem veriyoruz deyip güldürmeyin adamı. Tabi ki 33 yaşına gelmiş yabancı oyuncular  bu paralara ülkemizi tercih eder. Böyle sistem böyle program mı olur. 

Alt yapı hocalarına daha fazla önem vermelisiniz. Alt yapılara bu işleri çok iyi bilen eğitim ve organizasyon planları yapabilecek seviyede profesyonel hocalar getirilerek 7 gün 24 saati planlayarak bu işleri yapmalısınız. Bu işleri 1-2 bin lira maaş verip hocaları geçim derdine düşürerek, kendilerini kulübe ait hissettirmeden  götürürseniz yetiştirdiğiniz ve oynattığınız  oyuncularda maalesef  böyle utanılacak skorlar alırlar.

Kişisel görüşüm alt yapı hocalarını üst düzey hocaların yanında yetiştirerek ve rahat geçinebileceği kadar bir maaş vererek, kendilerini kulübe ait hissettirerek alt yapı takımlarınızın başına getirmelisiniz. Bu söylenenleri yapmazsanız başarılı olmanız ve oyuncu yetiştirmeniz mümkün değildir. Amatör kulüpler için bu durumun imkansız olduğunu söylememe gerek yok biliyorum ama profesyonel kulüpler bu yabancı hayranlığını bırakıp takımlarını daha fazla uçuruma sürüklemeden,daha kaliteli hocalarla ve programlarla alt yapıya gerekli eğitimi vermeli ve artık alt yapı oyuncularından faydalanmalıdır.               

Son söz kısaca yol yakınken bu hatadan dönülmeli.Bu utanç verici skorlar bu kulüplere ve taraftarlara bir kez daha yaşatılmamalıdır. Amatör kulüplerimize ise naçizane tavsiyem size müracaat eden her çocuğa spor yapma hakkı verin.Çocukla ilgili gelişimi muhakkak ailesiyle paylaşın. Hiç bir futbolcu adayını geldiği seviyeden yukarıda gösterip şımarmasına izin vermeyin. Ne olursa olsun futbolcu adayına bu kulübün bir parçası olduğu ve bu kulübe ait olduğu duygusunu öğretin ve hatırlatın. Futbolcu adayına taşıyabileceği kadar sorumluluk verin ve devamlı kontrol edin.

SAYGILARIMLA

ÜMİT YILMAZ

2 yorum:

necdet dedi ki...

Sayın Ümit Yılmaz, ulusal televizyonlarda hararetle ve bolca yapılan, üstelik de hatırı sayılır sayıda izleyici kitlesine sahip olan futbol programlarındaki gibi 'futbol geyiği' yapmayıp, yalnız futbolun değil bütün spor dallarının artık kangren olmuş sorununa, altyapıya ilişkin yazı yazmanızı takdire şayan buluyorum. Hamasetli bir 'futbol geyiği' yazısının da bu yazınızdan -maalesef- daha çok okunacağını düşünüyorum.
Yazınızda ağırlıklı olarak futbolcuları yetiştiren hocaların durumuna değinmişsiniz. Yerden göğe haklısınız. Bu işe gönül veren hocaların %99'u geçinebilmek için ikinci bir iş yapmak zorundadır. Daha doğrusu hocalık ikinci iştir. Sosyal güvenlikten yoksun, sigortalılık hakkı dahi olmayan hocalık mesleğini yapanlar yarı aç-yarı yok gezmek zorunda. BESYO'lardan mezun binlerce antrenör adayı koşulların zorlaması yüzünden ne acıdır ki eğitimini aldıkları mesleği yapamamakta, polislik, itfaiyecilik gibi mesleklere yönelmektedirler.
TFF sadece profesyonellerin değil, amatörlerin de federasyonu olduğu bilincine varmalı, oldukça zengin olan bütçesinden amatörlere de gerekli payı ayırmalıdır. Gerekirse amatör kulüplere maaşını kendisinin ödeyeceği antrenörler atamalıdır. Hocalarımızın yetiştireceği her sporcu ülkemizin gururu olacağı gibi arka sokakların girdabından kurtarılacak bir genç olacaktır. Saygılarımla.

ÜMİT YILMAZ dedi ki...

Bu yoruma ekleyecek tek bir kelime bulamıyorum.Teşekkür edip alkışlıyorum.Saygılarımla.

SAL Klasman 3. hafta maç programı

İstanbul Süper Amatör Lig Klasman Grubu'nda 3. hafta maç programı ektedir...