Cuma, Mayıs 30, 2014

Şimdi neredeler?

Sevgili Talip Ercan Beykoz için gerçekten güzel yorumla durum değerlendirmesi yaparak içindeki acıyı paylaştı. Şimdi ben aynı başarıları geçmişte yaşamış ama bu gün profesyonel ligi hayal bile edemeyen zamanın dev spor kulüplerini değerlendirebilmek isterim.


Öncelikle geçmişteki forma aşkı, semt aşkı ve sevdiği spor kulübünde görev yapabilmenin halk ile bütünleşebilmenin sırlarını taşıyan o muhteşem yöneticilerin başarılarını yakalayamayan bugünün yöneticileri o büyük başarıların altında ezilmekteler. Bu gün bu spor kulüplerinin derdi öncelikle para değil yönetici ve takım aşkıyla semtiyle bütünleşememenin ıstırabıdır.

İlçe belediyeleri kurulduktan sonra spor kulüpleri erimeye başladı. Siyaset her zaman olacak idi ama İlçe Belediyeler hizmetin yanında bu spor kulüplerininde sonu olmaya başladılar. Beykoz olsun, Feriköy olsun, Vefa olsun profesyonel ligde bile oynadıkları devirlerde başta başkanları olmak üzere yöneticileri, teknik adamları ve sporcuları halkıyla iç içe idiler. Başkan herkes tarafından tanınır sevilir sayılır. Başarı için yardım toplarlar halkın ilgisi ve sevgisi daima bir bütün olarak üzerilerinden eksik olmaz sporcunun derdi taraftarın derdi olur şenlik semtlerde eksik olmaz idi. Zaman içerisinde göç olayı da bu gibi spor kulüplerinin taraftarlarını da eritmeye başladığında sorunun cevabı bulunamamıştı. Profesyonel ligde oynamalarına rağmen formasını giyen sporcular semtin ve çevre semtlerin birbirlerini tanıyan gençlerden oluştuğu için eski tabirle 'Bir ıslıkla' takım toplanırdı. Maç ve antrenman günleri çoğunluk yönetici ve taraftar bir araya gelir semt aşkı taze tutulur. Başkan semtin babası, abisi sayılır tanıyan, tanımayan kendisiyle konuşmayan yok gibi idi. Birinin derdi herkesin derdi olur sorun giderilir sevgi ile herkes birbirini kucaklar ve başarıyı yıllarca böyle yaşadılar.

Geçmişte geçim sıkıntısı yok mu idi? Vardı tabi ama geçmişte hemşeri aranmazdı semt aşkıyla yanan, tutuşan aranırdı. İlçe Belediyeler yardım ederim ama benim adamım diyerek spor kulüplerinin mayası olan forma aşkını, renk aşkını öldürdüler (istisnalar hariç) Yönetimlere gelenler geldikleri kulüplerin ruhunu yaşayamadılar, kulüplerin tarihine sahip çıkamadılar ve basamaklar çıkılmanın aksine inildikçe ne taraftar kaldı ne başarı. Dünün semt aşkı bu gün çoğu yerde kayboldu, bitti. Herkesin tek derdi belediyeden yardım ve para.

Peki, dün bu işler nasıl yapılırdı? Bu hala araştırılmıyor takım ruhu ve sevgisi zaman içerisinde semte, ilçeye yayılmıyor. Vefa, Beykoz, Feriköy, çok değil daha on beş yıl öncesinde Zeytinburnu, Bakırköy Türkiye Birinci liginde top koştururken şimdi neredeler? Bu gün değerli spor kulüplerimizin birinci ligde oynayan, formasını giyen sporcuları, teknik adamları hayattadır bir de onlar konuşmalılar neden bu gün buraya geldi bu spor kulüplerimiz.

Kısaca forma aşkı, semt aşkını öldürdüler yaşatamadılar geçmişin başarıları altında ezildiler o büyüklüğü koruyamadılar ne yapmak lazım öncelikle taraftarlar, semt halkı birleşerek O çatı altında mücadele etmeli ve başaramayan yönetimler giderek başaracak olan forma ve semt aşkıyla görev yapacaklar gelmeli. Sırf geçmişle övünmek olmuyor. Çalışmak, birleşmek ve yaratıcı olarak tarihine sahip çıkmak şarttır. Geçmişte on binlere oynayan renkler bu gün neredeler? Şimdi Türk Futbol ve Spor tarihine damga vurmuş olan Spor Kulüplerimizin kuruluş tarihlerine bakalım. Beyoğluspor 1886, Beykoz 1908,Vefa 1908, Hasköy 1920, Feriköy 1927, Süleymaniye 1911 ve diğerleri... Kuruluş tarihlerine bakıldığında hep savaş yılları ve o zor şartlarda kurulan değerli spor kulüplerimiz.

Amatörde oynamak sporda var ama yüz yıla yakın tarihleriyle geçmişteki başarılar, hizmetleriyle zannederim ki bu değerli spor kulüpleri geçmişleriyle orantılı liglere yakın liglerde mücadele etmeli. Geçmişte on binlere oynarken yaşadıkları coşkuyu yaşamak ister seven taraftarları. Para mı? Zaten o zaman gelecektir. Geçmişte yöneticiler kulüplerini yaşatmak için BALIK tutarken şimdi kendilerine Balık veriyorlar yoksa denizlerde balık mı bitti? Tarihe mal olmuş kulüplerimize balık tutmasını bilen yöneticilerin gelmesi şarttır. Bir de insanları sevmesi halk ile bütünleşmesi. Yoksa tarihin geçmiş başarıları ile övünmek artık mazide kaldı. Böylesine sorumluluk isteyen yönetimlerde başarıyı yakalamak zirvede kalmak hem çok güzel hem çok zordur.

YAZI: ORHAN BUDAK

Hiç yorum yok:

BAL 1. Grup 26 Nisan 2024 Cuma Programı

Bölgesel Amatör Lig'de heyecan tüm hızıyla devam ediyor...