Cumartesi, Şubat 15, 2014

Teknik Bakış: Alt yapıdan sporcu yetiştirme

Türkiye'de alt yapıdan neden futbolcu çıkarmakta zorlanıyoruz? Bu işin piri olan ülkelerde sistem nasıl işliyor? Hatalarımız neler? 'Teknik Bakış'ta Koray Yıldız hocamız buna değiniyor...



Günümüz futbolunun en büyük sorunlarından biri olan altyapıdan yukarı (A takıma) futbolcu yetişmemesi, yada yetiştirilememesidir. Altyapılarda eğitim alan sporcular a takım seviyesine gelene kadar bir çok antrenman,maç,test,vb gibi evrelerden geçerler,kimi hayal ettiği yerlere ulaşır kimileri hayallerine yakın bir noktaya gelir kimileri ise hayal kurduklarıyla kalırlar.


Geçmişe dönüp baktıklarında başarısızlıklarının bir çok nedenleri vardır; o günkü hayat şartları,oynadığı takımın maddi ve manevi şartları,talihsiz sakatlılar veya yetersiz olarak suçlanan antrenörler.


Kimi sporcuların haklı olduğu yada olmadığı durumlar olmuştur. Haksız olanların durumu zaten bilinir ama ya haklı olanlar için ne yapılmalı veya ne yaptırılmalı onu masaya yatırmak gerekir aslında. Günümüzde ve geçmişte olduğu gibi futbolunda amatör takımlar Türk futbolunun lokomotifi bunun aksini kimse iddia edemez, maddi imkansızlıklar içerisinde takım kurup sahaya çıkarmaya çalışan amatör takımlarımızın da durumu herkes tarafından bilinen gerçeklerden, bir tarafta bazı takımların A takım grubunda yılda 200-500 milyarlık bir bütçeyle sezonu kapatırken altyapılarında bunun yüzde onunu bile harcamadıklarını da biliyoruz ve bu harcamaları yıllardır yapıp altyapılarının içler acısı olan takımları da tabi ki, şimdi sormak istediğim şu aslında; ortalama yılda her yıl bu paraları harcayarak amatör kümede devam edip altyapılarının gelişmemesi sizce  ne kadar rahatsız edici,veya o takımların altyapılarında oynayıp ağabeylerinin yılda 15-25 milyarlık bir gelirle sahaya çıktıklarını bilip ve en güzel malzemelerle sahaya çıktıklarını gören kardeşlerimin ne hissettiğini düşünürmüydünüz? Amatör düşünmek mi amatör olmak mı buradaki sorunun cevabı ?


Gelelim sakatlıklara, bugün resmi müsabakaların oynandığı bir saha suni çim bu geçmişte futbol oynayanlar için çok büyük bir ayrıcalık aslında ben kendimden örnek verirsem bugün Metrocity binasının olduğu arazide benim zamanımda philips sahası vardı  benden önceki kuşak ( Gökhan KESKİN,Rıdvan DİLMEN,Aykut KOCAMAN vb bir çok ismini sayamadığım )ve benim dönemim den olan bir çok arkadaş o sahada altyapı eğitimini almıştır.  Şimdiki şartlarla karşılaştırdığımızda gerek saha gerek antrenman biliminin gelişimi ve Federasyonların özel sağlık anlaşmalarıyla günümüz sporcuları bu gibi sorunlarla eskilerden çok daha şanslılar.


Asıl başrol oynayan Antrenörlere gelirsek yeterli veya yetersiz her kategoride antrenör vardır muhakkak neye göre yeterli ve yetersiz yada kime göre yeterli yetersiz, önemli olan bunu saptamak.


Türkiye de en çok iki şeyden anlar insanlarımız.



  1. Futbol; Türkiye de herkesin bildiği anladığı bir spor dalıdır. Nerdeyse küçükten büyüğe herkes futbolu bilir ve kendine göre yorumlar. Herkes futbolun bir kenarından yakalamıştır doğrularda yanlışlarda insanın bildiği kadar insanın özellikler erkeklerin olduğu her ortamda ağızdan ağza dolaşır, kimi ailesinden de önde tutar kimi takımların ismini bilmez bile.


Kimi tuttuğu takım hakkında yorumlar kimi antrenörünün o hafta yaptığı doğrular ve yanlışları yorumlar aslında ülkemizde futbol sonuca göre yorumlanır o hafta iyi futbol varsa sahada ve bide kazanmışsanız siz o hafta en iyi antrenör en iyi futbolcusunuzdur. Ama o hafta işler ters giderde haftayı yenilgi ile kapatmışsanız vay halinize, herkes çıkardığınız takım için, yaptığınız değişiklik için ki bunu doğru dakikada mı yapmışınız oda var, yada oynattığınız sistem ve oyuncu içinle biter ben olsam diye başlayan yorumlamalarla devam eder gider


Antrenörlük bence konuşulduğu ve herkesin yorumladığı kadar kolay bir iş değil, düşününki bir  takımı yani 25 kişiyi aynı anda antrene ediyor aynı noktada kilitliyor ve hedefe gitmeleri için konsantre ediyorsunuz. Bunu o hafta içinde yaptığınız antrenmanlar sonucunda sporcuların performans verilerine göre yapıp saha içi görev veriyorsunuz. Bazen istediğiniz oluyor ve o hafta rahatsınız bazen ise işler ters gidiyor o hafta dünyanın en kötü teknik adamı olup çıkıyorsunuz. Zor gerçekten zor yönetici,sporcu,taraftar vs herkes yaptınız işin soucundan memnun olmak zorunda ve işiniz başka bir insanın anatomik fizyolojik o gün vereceği performansa bağlı.


Bence saha içinde Antrenör ve Eğitmeni birbirinden ayıran şeyler var bana göre antrenör farklı eğitmen farklı bir kişidir. Yöneticiler hangi yaş grubuna hangi kişiliği getirmelidir asıl soru bu eğere doru kişiyi doğru noktalara yerleştirirseniz en alt yaş grubundan yukarı gelene kadar sporcu kendi yeteneğinle eğitmenin bilgi ve birimlerini birleştirebilirse o zman biz bu ülkede sporcu yetişiyor diyebiliriz.    


Antrenör ve EĞİTMEN Nedir Tanımı 



ANTRENÖR
Gerekli bilgiyi bilim ısıgında sporcunun başarısı için kullanan daha sonra bu bilgileri spor beceleri ve strateji ile birleştiren ve farklı mizaçlarda insanlara uygulayan kisidir.


EĞİTMEN


Eğitim işiyle uğraşan kimse.  Eğitme işiyle uğraşan kimse. çocukların eğitimi ve öğretimiyle uğraşanlara verilen ad.


Bilir kişiler bu iki kişiliği sözlük anlamı olarak yukarıdaki şekilde adlandırmışlar.


BARCELONA



  • BARCELONA LA MASİA AKADEMİSİ
    La Masia iki kat ve bir kaç çatı odasından oluşmuştur. 610 m2 alanda kurulu bulunmaktadır.60 çocuğun evi.( 12 yatak odası , stadyum dışında bulunan 48 diğer oda).Mutfak , Yemek Salonu , Oturma Salonu , Kütüphane , Ofis , Banyo , Duş Kabinleri ve 4 büyük Yatakhaneli Giyinme Odaları bulunuyor.

  •  La Masia’ya çocuklar 7-8 yaşında katılıyorlar. Johan Cruyff’un verdiği ilhamla uygulanmaya başlayan bu sistem ileriki yıllarda büyük başarılar vermiştir.La Masia’da öğrencilere çabuk düşünüp , zekalarını kullanarak oynamalarını ve topun bir sonraki pasta nerede olacağını sezmeleri öğretiliyor.İnsanların istediği şekilde cezbedici ve etkili oyun yani.  Alt yapının kulübün felsefesinde olması transfer edecekken bu adamları kendilerini yetiştirmeyi tetikliyor.Yıllık buranın bütçesi 4.5 milyon pound gibi bir rakam.

  •  Genelde birçok kulübün yaptığı gibi belli bir mevkide futbolcu aramaz.Teknik üstünlük,zihinsel güç,sürat ve hızla çalışan futbol beyni aranan kriterlerin arasında ön sıradadır.

  •  La Masia için Barcelona çok geniş yetenek avcılarına sahip.İspanya’da  25 kişi , yurtdışında da bunun için 60 kişi çalışmaktadır.



  • ARSENAL

  • Dünyanın birçok ülkesinde görev yapan Arsenal gözlemcilerinin (scout) yaşı 18’i aşmamış gençleri (tercihen 14-16 yaş grubundakileri) Arsenal alt yapısına kazandırarak burada Wenger’in hazırladığı sistemle geliştirilmesi sistemin temeli.  genç yaşlarda Arsenal A takımında sık sık süre almaları ve A takımın bu yetiştirme sürecinde çok önemli .  Son 20 yılda Premier League’in açık ara en çok kâr eden kulübü olan Arsenal’in bu başarısı, muadillerine göre çok daha “ucuz” olan alt yapı yıldızlarına, sürdürülebilir şekilde Şampiyonlar Ligi’nde bulunmalarına ve kupa başarısı gösterememelerine karşın (şu anda Dünya’nın en pahalı maç biletlerine sahip olmasına rağmen) hiç boş yer olmayan stadyum gelirlerine dayanıyor diyebiliriz. Bu ekip içinde İngiltere de 16 kişi görev alırken dünyada 30 kişilik bir ekip Arsenal için yetenek arıyor .


  • SPORTİNG LİZBON

  • Sporting Lizbonun "Sportif Direktörü Sayın Couceiro'ya göre Türkiye'de gerçekten çok yetenekli oyuncular var ancak alt yapılarda belirli bir aşamadan sonra iyi eğitim almadıkları için, beklenen düzeye gelemiyorlar...
    Türkiye'de inanılmaz bir potansiyel olduğunu ve bundan yararlanılamadığını söylüyor. Bunun yanı sıra size bir örnek de vermek istiyorum; bazı takımlar futbol okulları ile ilgili bizden danışmanlık hizmeti istediler. Biz de oraya masöründen, antrenörüne kadar her türlü yetişmiş görevlimizi yolladık. Orada bir süre incelemelerde bulunduk ve daha sonra orada yapmaları gerekenleri anlattık. Onlarla 3 yıllık bir kontrat yaptık. Yani gidip direk futbol okulu açmasak da bu tür danışmanlık hizmetleri de verebiliyoruz." Sporting Akademi'nin farkı nedir?
    "Oyuncuları buluyoruz, onları iyi birer sporcu olarak yetiştiriyoruz ve sosyal hayat açısından da eğitiyoruz. Aynı zamanda onlara sağlık hizmeti de sağlıyoruz. Sporting'in okulu yalnızca burada değil, Portekiz'in çok sayıda yerinde mevcut. Bizim için en önemli şey oyuncuları seçmek. Yetenekli futbolcuları çok küçük yaşta bulmak çok önemli. Çünkü belli bir yaşa gelmiş çocuğa her istediğiniz değeri aşılayamıyorsunuz. Bu nedenle futbolcu tarama ekibimiz çok önemli ve bu birimde çok değerli arkadaşlarımız çalışıyor."


 



  • Scoutlarımız ön izlemeyi yapıyor. Eskiden 11-12 yaşlarında çocuklar keşfedilirken artık bu yaş sınırı 7-8'e düşmüş durumda. Portekiz genelinde kulüplerin açtığı futbol okullarının yanı sıra eski futbolcuların açtığı futbol okulları da var ve burada 7-8 yaşında çocuklar görücüye çıkıyor. Bu oyuncular 14 yaşına kadar serbest şekilde istedikleri takıma gidebilirler. Ama 14 yaşından sonra belirli amatör kontratlarla o kulübe bağlı kalıyorlar. Bu nedenle işin bir anlamda sırrı 7-8 yaşındaki yetenekli gençleri bulmak ve tüm gücümüzle bunun için çalışıyoruz."Bizim amacımız, şu anda A takımda oynayan oyunculardan en az 4'te 1'inin alt yapıdan olmasıdır. Elimizdeki raporlarda bunun ayrıntılı dökümleri vardır.


 



  • 2002 yılında Akademi yeni kuruldu bu nedenle ilk 3-4 yıl süper bir sonuç beklemedik. Son 8 yılda oyuncu satışından 106 milyon Avro kazandık. Bu 106 milyonluk karın 80 milyonu alt yapıdan yetiştirdiğimiz oyunculardan geldi. Bu demek oluyor ki Sporting neredeyse yalnızca kendi alt yapısından yetiştirdiği oyuncuları satıyor."


Yani avrupada her şey kişiye göre değil sisteme göre kişi uygulaması ön planda ve eğitim pramidleri birer anayasa şeklinde görevlendirmeleride bu pramid üzerinden giderek birimlerini oluşturmuş ve sistemlerini takip ediyorlar.


 


ALMANYA


10 yıl önce başlayan serüven


Bundan 10 yıl önce, 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Alman futbolu dibe vurmuştu. Almanya, sadece 1 gol atıp 1 puan alabilmiş ve gruptan çıkamayarak turnuvaya erken veda etmişti. Almanya, hâlâ 39 yaşındaki Matthäus, 35'lik Kirsten ve 34 yaşındaki Häßler gibi yaşlı yıldızlarına bel bağlamasının ve altyapıya yatırım yapmamasının bedelini çok ağır bir şekilde ödemişti. Alman futbol kamuoyu, EURO 2000'i bir dönüm noktası olarak kabul etti ve futbol sistemini baştan aşağı yenileme kararı aldı. Bu yeniden yapılandırma sürecinin odağında ise futbol altyapı okulları vardı. 1. ve 2. Bundesliga'da mücadele eden profesyonel kulüplere altyapı okulu kurma zorunluğu getirildi. Almanya çapında, 5-6 yaş grubundan başlamak üzere geniş çaplı bir yetenek taraması yapıldı ve göçmen kökenliler dâhil olmak üzere, istikbâl vadeden çocuklar profesyonel takımların altyapılarına kazandırıldı.


Alman futbolundaki bu yeniden yapılanma projesinin başlatılmasının üzerinden 10 yıl geçti ve gerek kulüpler gerekse milli takımlar düzeyinde ilk başarılı sonuçlar alınmaya başlandı. Şu anda Alman Birinci Ligi’ndeki tüm oyuncuların yüzde 52,4’ü işte bu altyapı okullarından geliyor. Kulüpler, futbol altyapı okullarına bugüne kadar 600 milyon eurodan fazla parasal kaynak sağladılar. Futbol altyapı okullarında şu sıralarda 5 bin 400’den fazla genç oyuncu eğitiliyor. Borussia Mönchengladbach takımının altyapıdan sorumlu yöneticisi Roland Virkus, kulübün futbol altyapı okulu hakkında, “Okulumuzda antrenman sahaları, sosyal konutlar ve idari birimler hepsi birarada. Okul buradan arabayla beş dakikalık mesafede. Yani gençlerin zamanlarını iyi kullanmaları amaçlanıyor” ifadelerini kullanıyor.


Altyapı okullarında yetişen gençler yurtlarda kalıyor


Genç yeteneklere yurt imkânı sunuluyor


Genç yeteneklerin birçoğu Borussia-Park Stadı'nın hemen yakınındaki yurtlarda yaşıyorlar. Böylece gençlerin profesyonel futbolcularla birebir temas etmeleri hedefleniyor. Yeniden Roland Virkus'a kulak veriyoruz: “İletişim eksikliği çoğu zaman büyük bir sorun. Genç oyuncularımızın profesyonel futbolcularla iletişim kurmalarını ve onlardan ne gibi sorunlar yaşadıklarını öerenmelerini istiyoruz. Örneğin genç profesyonel oyunculardan Reus ne gibi sorunlar yaşadı, ya da Marko Marin’in yaşadıkları nelerdi?”


Alman Birinci Ligi'nin profesyonel futbolcularından Marko Marin, Marvin Compper, Eugen Polanski ya da Marcel Jansen, Gladbach’ın genç yetenek ocağından gelen isimlerden bazıları. Öncelik Alman oyuncularda olmasına rağmen kulüp, Avrupa çapında da örneğin Belçika'dan, Macaristan’dan genç yetenekleri arayıp buluyor. Ancak, bu genç yeteneklere de çoğu kez başka klüplerin yetenek avcıları göz koyuyor, hatta onları bir anlamda ayartarak kendi klüplerine geçmesini sağlıyorlar.


Lig Birliği Altyapı Okulları Başkanı Andreas Rettig’in bu duruma ilişkin eleştirisi var. Rettig, “Yurtdışında sözleşme altına alınan gençlerin yaşı daha 12… Ve gittikçe de abartılıyor. Bu durumu anlayan varsa, beri gelsin!” şeklinde konuşuyor.


TÜRKİYE


Spor Toto Süper Lig'de yer alan 18 kulübün altyapılarından yetiştirdiği oyuncuların sayısı sadece 30. İlk yarıda ligde oynama şansı bulan oyuncu sayısının 426 olduğu göz önünde tutulduğunda, kendi kulübünün altyapısından yetişen oyuncuların oranı yüzde 7'ye tekabül ediyor. Gençlerbirliği 6 altyapı oyuncusuyla başı çekiyor. Başkent ekibini 5 oyuncuyla Trabzonspor, 4 oyuncuyla Galatasaray ve 3 oyuncuyla Bursaspor izliyor.


 Kadrosunda Altyapıdan Oyuncusu Bulunan Kulüpler



































































































Gençlerbirliği



6



Ramazan Köse (1391), Ahmet Yılmaz Çalık (1170), Uğur Çiftçi (1071), Doğa Kaya (661), Yusuf Emre Gültekin (74), Atabey Çiçek (14).



Trabzonspor



5



Mustafa Yumlu (1203), Aykut Akgün (717), Zeki Yavru (572), Kadir Keleş (462), Abdülkadir Özdemir (142).



Galatasaray



4



Semih Kaya (1165), Sabri Sarıoğlu (850), Emre Çolak (325), Aydın Yılmaz (141).



Bursaspor



3



Serdar Aziz (1019), Enes Ünal (146), Batuhan Altıntaş (58).



Beşiktaş



2



Necip Uysal (624), Muhammed Demirci (143)



MP Antalyaspor



2



Musa Nizam (954), Zeki Yıldırım (407)



T. Konyaspor



2



Selim Ay (1422), Abdülkerim Bardakçı (46)



Fenerbahçe



1



Mert Günok (180)



Sivasspor



1



Ziya Erdal (1170)



Eskişehirspor



1



Hasan Hüseyin Acar (14)



Kayserispor



1



Abdullah Durak (1174)



Ç. Rizespor



1



Ozan Papaker (16)



K. Erciyesspor



1



Emre Öztürk (536)



Kasımpaşa



Yok



-



K. Karabükspor



Yok



-



Akhisar BGS



Yok



-



Gaziantepspor



Yok



-



SB Elazığspor



Yok



-



Not: Parantez içindeki rakamlar oyuncuların ilk yarıda oynadıkları dakikayı göstermektedir.



 Şimdi bunları okuyanları duyar gibiyim bu sistemi kurabilecek kaç amatör takım var. Bunu yapmak için elbette devletin takımlarımıza desteği şart belediyelerin,federasyonların vs yeter ki istenilsin. Şu anda bu tesislere ve oyunculara sahip olan takımlarda bir yerden başlayarak buralara gelmişler. Fakat hangi yaş grubuna hangi kişi sorusuna en doğru cevabı verebilen yöneticilerin çoğaldığını görmekte devletin sorunu olmasa gerek. 


YAZI: KORAY YILDIZ

Hiç yorum yok:

Reha Rakıcı'dan Anadolu Üsküdar'a veda

Anadolu Üsküdar Spor Kulübü'nün başarılı Teknik Direktörü Reha Rakıcı, kulüple karşılıklı anlaşarak ayrıldı. Rakıcı'nın kulüpteki pe...