Perşembe, Aralık 19, 2013

Futbolun emektar malzemecileri

Hem amatör hem de profesyonel kulüplerde asgari ücretten bile daha az maaş alan malzemeciler aslında futbolun gerçek emektarlarıdır. Bana göre de futbol takımların en önemli oyuncularıdırlar, bu oyunun gerçek bir parçasıdır malzemeciler. Onları hatırlatmak için bir yazı yazdım.


IMG_0667
Futbolcu çoğu zaman gol sevincini malzemeci ile paylaşır. Kimi zaman futbolcunun en önemli dostları olurlar, bazen de sırdaşları… En zor anlarda hep onlar vardır, futbolcu kramponu beğenmez bağırır, ‘Baba, getir şunları’… Kaleci gol yer isyan eder, ‘hay senin vereceğin eldivenin’… Gol kaçıran futbolcu yine onlara döner … niye temizlemedin şu ayakkabıyı…


IMG_1056 
Şampiyon kadroyu unutmazlar
Maça ilk onlar gider, sahayı inceler, soyunma odasını temizler. Futbolcu oyundan çıkar hemen koşarlar, özenle eşofmanını giydirirler. Adeta çocuğu gibi korurlar futbolcuyu ‘aman evladım şu giy de üşüme’ derler.  Çoğu zaman evlerinde takımın posteri asılıdır. Yıllar geçse de tek tek sayarlar isimleri hiç usanmadan keyifle… Futbolcularla aralarında hep güçlü bir bağ vardır rakip malzemecilerle ise rekabet. Sürekli birbirlerini ararlar “biz Pazar günü beyaz forma ile geliyoruz, sen de siyah hazırla. Bizim takım çıldırdı bu aralar, gelene gidene vuruyoruz, sana da bir çakalım da kendine gel!”


IMG_8095 
Kimileri sabaha kadar uyumaz maç öncesinde. Futbolcunun maçta ne yapacağını, ne isteyeceğini en ince detayına kadar düşünürler. İşleri futbolcuyu rahat ettirmektir. Bir dediğini iki etmezler futbolcunun, kırmızı kart göreni ilk onlar teselli eder. Futbolcu ağlamak ister, malzemeciye gider, sır paylaşmak ister yine malzemeciye giderler. Ama malzemecinin bir sıkıntısı olsun, kimse hatırlamaz nedense… Böyle de garip bir iştir malzemecilik.


IMG_2095 
Masör ile malzemeci çok önemli
Ben her zaman; Bir Kulüpte ilk olarak malzemeci ve masör ile aranız iyi olmalı derim futbolculara. Hani hep derler ya; “bu galibiyeti Başkan’dan malzemeciye kadar herkese hediye ediyoruz”. Malzemecilik kimisine göre en zor iş, kimisine göre de, dünyanın en keyifli mesleği.  Malzemeciler futbolcuların genelde en iyi arkadaşları olurlar. Bilhassa Profesyonel Kulüplerde bu durum böyle. Takımın galip gelmesine Başkan’dan fazla onlar sevinirler, çünkü futbolcu bu galibiyetten prim alacak ve kendisine de payını verecek diye beklerler. Çok malzemeci tanıdım şimdiye kadar, hepsiyle ile aram çok iyi olmuştur. Çoğunun da gördüğümde elini öperim. Okspor’da Ali ağabey, Parseller’de Lütfü Ağabey, Küçükköylü meşgur Zagor baba. Karagümrüklü efsane Güray Baba gibi…


IMG_2869 
Zagor: İki tane kızımı okuttum
Şimdilerde Zara Ekinlispor’da görev yapan Zagor (gerçek adıyla Zahirullah Vural) ağabeyimiz bu meslek ile şunları söylüyor: Birçok Kulüpte çalıştım. Çok dost kazandım. Bu iş esasında keyifli. En güzel tarafı, futbolun hep içinde oluyorsun, zaten futbolu seversen bu işi daha iyi yaparsın. Bu işi sevmezsen yapamazsın, Profesyonelde çalışıyorsan kamplar, deplasmanlar, gezmeler vesaire. Değişik insanlar tanıyorsun. Amatör takımda ise Türkiye şampiyonaları bize keyif veren şeylerdir. Ancak diyor Zagor Baba; keşke 20 sene daha genç olsaydım, şimdiki bilgim ile çok daha iyi imkanlarım olurdu. Ben yine de bu meslekten para kazandım. İki tane kızımı il dışında okuttum. Bunda elbette Kulüp Başkanlarının, Yöneticilerin de katkıları var. Çok iyi Antrenörler ile çalıştım şimdi adlarını saymaya kalksam sayfan yetmez. Ancak Ferit Hoca başkaydı… Onu unutmak kolay değil… Ekliyor Zagor Baba: Bizim mesleğin en kötü tarafı ise nankör insanlarla çalışmaktır. Futbolcu iki yıl elini öper, takım değiştirir, maçta karşılaşırsın seni tanımaz. Bir de gol atarsa gelir senin önünde sevinir ve ‘nasıl geçirdim’ der… Ancak benim futbolcularla aram hep iyi oldu. Çok futbolcu geldi geçti ama Küçükköylü Akın’ın yerini kimse dolduramaz. Akın bir başka futbolcuydu, bu yaşıma geldim, onun gibisini görmedim. Bizim meslekte her gün kendini yenileyeceksin. Mesela bazıları çalıştığı yerlerde sadece malzemecilik yaparken, bazıları da Kulüp Müdürlüğü görevini yapacak kadar kendini geliştirmiş olurlar. Velhasıl bizim meslek gariptir.


IMG_1888 
Bir başka efsane malzemeci ise Hürriyet Gücü’nden Erol baba. Erol Baba’yı Nurtepe’de ziyaret ettim. Erol Baba ise tam 25 yıldır Kağıthane temsilcisi Hürriyet Gücü’nün malzemelerini yıkıyor. Yaptığı işi çok sevdiğini söyleyen emektar ağabeyimizle bir söyleşi yaptık.


IMG_5860 
“1989 yılında geldim, artık gitmem”
Erol Baba'nın da ayrı bir hikayesi var:  “Daha önce Libadiyespor’u kurduk, Cemil ile birlikte. Üsküdar’ın Genel Kaptanı Hikmet Kuzucu vardı (vefat etti) üçümüz kurduk. O dönemler  1 Mayıs olayları falan var,  Hikmet Kuzucu’ya gittim, (bu çocukları kurtaralım dedim). Kulüp kuralım dedim, nasıl olacak Erol dedi, “sen karışma dedim, İnönü Stadının altında o zaman yer vardı. Gittim Tüzük aldım oradan. Renklerimizi aldık. Tabelamızı yaptırdık. Sahanın yeri çiftlikti, çok uğraştım o zamanlar. Çocuklarla birlikte kale direklerini boyadık, sahayı temizledik. Libadiyespor’da görevliyken, Hürriyet Gücü birgün maça geldi.


IMG_7075 
Çeyrek asırdır Hürriyet Gücü’ne ‘Güç katıyor’
Hazırlık maçına geldiler. Seçkin Özbey’di Başkanımız. Ben o gün ikramlarda bulundum, sakatlanan futbolculara yardım ettim. Ömer Zeytin diye bir arkadaş vardı, hem Libadiyespor’da hem de Hürriyet Gücü’nde Yönetici o zamanlar. Bir gün beni yemeğe götürdü sonra da buraya getirdi. 25 senelik hikaye bu işte. Hürriyet Gücü’nde çok mutluyum. Burası artık benim evim. İstanbul’da iki tane kızım var. Çocukları çok seviyorum her şeyden önce. 25 yıldır bütün malzemeleri ben yıkarım, galip gelirlerse bütün yorgunluğumu unuturum. Mağlup olunca en fazla ben üzülürüm. Şimdiye kadar kimseyi kırdığımı da hatırlamıyorum.  Bazen çok üzüldüm, bazen çok duygulandım. Ama Çanakkale’de Türkiye Şampiyonasında yaşadıklarımı asla umutmama. 14-16 yaş grubu şle finallerdeyiz. 2-0 öndeydik, Hakemin sayesinde 3 gol yedik, 3 futbolcumuz atıldı. Orada çok üzüldüm. Kalbim sıkıştı, çocuklara üzüldüm orada. O günü hiç unutmuyorum. Bu meslekte eskiler kalmadı artık. Zagor kaldı eskilerden. Güray diye bir arkadaş var, bir de ben kaldım.


IMG_1506 
“3 hafta kirli forma mı giyecekler?”
Erokspor’dan rahmetli Dikim Baba, Albayrakspor’dan Celal ağabey, Nurtepe’den Nezih Baba ve Yıldıztabya’dan rahmetli Mahir ağabey hemen akla gelen isimler. 4 sene önce kanserden vefat eden Mahir ağabey, Yıldıztabya mağlup olduğunda kendisinden 15 cm uzun boylu bir Hakeme vurmuş ve 3 maç ceza almıştı. Cezasını kendisine söylediğimizde “bizim futbolcular 3 hafta kirli forma mı giyecek” diye sormuştu…


IMG_0064 
Takımlarının yanında olmak istiyorlar
Ve hepsinin tek bir isteği var. Sen ilet diyorlar, Yemen Başkan gitsin kiminle görüyorsa halletsin bu işi. Sadece onun gücü yeter diyorlar; ‘biz malzemeciler maçlarda takımın yanında, Yedek Kulübesinde olmak istiyoruz.


IMG_6835 
GAK İbrahim ve Albayraklı Celal
Şimdi bir çırpıda aklıma gelen başka isimler de var. Tunaspor’dan Sebahattin Çelik (18 yıldır Tuna’da), Esenay’dan Aliço (Ali Ekber Karakuş), Vefa’dan Ercan, Alibeyköylü Erman, Beşyüzevler’den Bülent Kurt, Çengelköylü İbrahim (GAK diyorlar o’na, Avusturya’daki Grazer AK takımına GAK dediği için), Gazi Mahalleli Halil ağabey (nam-diğer kel Halil), Ramispor’da tesislerden, lisanslara kadar her işi başarılı bir şekilde yapan Muharrem ve Murat ağabeyler. İstanbulspor’dan Timur ve Mecit ağabeyler ve Kadir ağabey (hem masör hem de malzemeci) Kasımpaşalı Mehmet ağabey, Karadeniz’de yıllarca çalışan ve şimdi Esenler Öz Yavuzselim’de çalışan Bülent ağabey, Galatalı Selahattin ağabey (13 yıldır Galatalı), Yeşil Esenyurt’tan Remzi ağabey, Kazım Karabekir Mevlanasporlu Yavuz, Vefalı Sait, Nurtepeli Nezih Baba, Feriköylü Şahin ağabey ve 18 yıldır Albayrak’da çalışan Celal Çamcı ağabey. Silivrispor’dan Kenan Şentürk ve Ünal Yavuz. Kağıthane'den rahmet Nazif Baba, Kağıthanespor'da malzemecilikten Genel Kaptanlığa kadar birçok görev yapan Pazariçili Kasım ağabey. Yeşilpınaspor'un ve Yeşilpınar Doğanspor'un Kurucuların Cavit Çatalbasan, Öz Alibeyköyspor'dan Yusuf ağabey. Yine Albayrak’tan Ergün İnce. Bağcılar’dan Lütfi. Bu mesleğin en genci olan 19 yaşında ve tam 7 yıldır Hasköy’e hizmet veren Şaban ise kendisini Hasköyspor sevdalısı olarak tanımlıyor ve “şimdi Açık Lise’de okuyorum, gün gelecek Üniversite mezunu malzemeci olacağım” diyor.


IMG_2406 
Adı şu anda aklıma gelmeyen birçok isim var. Ben malzemecilere kimilerinin kirlettiği futbolu temiz tutmaya çalışanlar diyorum ve onlar olmadan futbol olmaz. Umarım hepsi hakettikleri gibi güzel yaşarlar.


YAZI: ALİ KEMAL DEMİR


[gallery link="file" columns="4" ids="100148,100149,100150,100151,100152,100153,100154,100155,100156,100157,100158,100159"]

4 yorum:

kadir dedi ki...

Çok güzel bir yazı olmuş.
Bir kulubün en çok kahrını çekenlerin başında gelir malzemeciler.
Bu yazı vesilesiyle, geçmişte oynadığım Kadırga da malzemecilik yapan ve genç yaşında kaybettiğimiz,Çetin abi'ye Allah'tan rahmet dilerim.

MUSTAFA KAYA dedi ki...

kadırga spor kulübü malzemecisi erol yalcıntas 10 yıldır sigortasız calıstırılıyor . bunuda yazın lütfen . adam saglıgından oldu . hastahanelere düstü

mustafa ünal dedi ki...

Bu örnek yazından dolayı Ali kemal kardeşim seni cani yürekten kutluyorum.Futbol denen bu meret öyle bir aşk ki o sadece yaşayan bilir yaz'ın sıcaklarında odasında klimanın karşısında,kışın'sa sıcak sobasının başında keyif sürenler anlamazlar bilmezler.Birde bu işin gerçek emektarları var hacizane fikrim şahsım kulüp Başkanlığı,yöneticiliği ve halen antrenör olarak hizmet vermekteyim ama bizler bile Ali kemal kardeşimin bahsettiği bu emektarların yerini dolduramayız iyiki varlar hepsinden Allah razı olsun hepsi bizlere haklarını helal etsinler iyiki varsınız değerli insanlar.....Mustafa ÜNAL Muratpaşa spor Teknik direktörü

azat bilen dedi ki...

Ali Kemal Bey, çok teşekkürler böyle bir yazı kaleme aldığınız için. malzemeciler bu işin yükünü çeken, gerçek emektarlardır. zagor abim ve lato abimin ellerinde öpüyorum. akd abi ellerine sağlık, kalemine sağlık....

U17'deki Beykoz derbisinde puanlar paylaşıldı

İstanbul Amatör Ligleri U17 Yaş A Kategorisi 17.Grubunda ilk yarının son hafta karşılaşmalarından birinin adresi de Çavuşbaşı M.Hanefi Dilma...