Çarşamba, Haziran 12, 2013

“Futbolcu olmayabilir ama hırsız olmasını engelleriz!”

“Öyle insanlar yaşar ki burada hayret edersiniz. Dünyanın bütün kitaplarını okumuş bir insanla, Balat’ın sokaklarında büyümüş akıllı bir adam arasındaki tek fark: Birinin ellerinin biraz sigara dumanı, diğerinin ise kağıt kokmasıdır” diyerek başlıyor Balat’ı anlatmaya Kadir Gözaydın.



 
Yahudilerin, Süryanilerin, Rumlar’ın, Ermeniler’in, Laz, Kürt, Çingene, Pomak ve Boşnak’ların yıllarca yaşadıkları ve halen yaşamaya devam ettikleri Balat’ta hayatını bu semtin çocuklarına ve bu çocuklarının alkol, sigara, içki ve kumar gibi kötü alışkanlıklardan uzak durması için kendisini adamış bir kişi Kadir Gözaydın.


 


Kadir Gözaydın 1947 yılından Kurulan Yavuz Sultan Selim Spor Kulübünün Başkan Yardımcısı. Fatih Kent Konseyi Zararlı ve Maddelerle Mücadele Komisyonu Çalışma gurubu Üyesi. Avrupa Birliğinin bazı Projelerinde görev alıyor. 8 çocuklu bir ailenin ferdi. Balat’ta doğmuş, Balat’ta büyümüş, Ayyıldız’da futbola başlamış ve 2.Ligde Aydınspor’da bırakmış. Şimdiye kadar hiç evlenmemiş ve tüm zamanını semtinin çocuklarının doğru yolda yetişmesi için harcayan bir spor adamı.


 
Gerisini Kadir Gözaydın’dan dinleyelim


Balat’ta doğdum, büyüdüm. Benim hayalim: Karadenizli bir (Trabzon Oflu) insan olarak İstanbullu gençler yetiştirmek. Örfünü, adetini, geleceğini inkar etmeyecek, geldiği yeri inkar etmeyen, ancak kentte yaşamanın da bedeli olduğu bilen ve çevresi ile uyumlu, topluma faydalı, toplumsal olaylara duyarlı gençler yetiştirmek. Bunu da biz yaparız, Amatör Kulüpler yapar, alt yapısı olan Kulüpler yapar. Bunu okullar yapamadı, kimse yapamadı, kimse de yapamaz ancak amatör Kulüpler bunu yapar.


 


“Amatör Kulüpler birleştiricidir"
Şu anda ülkenin en büyük sorunu olan birlik ve beraberlik sorununu amatör kulüplere destek vermenin dışında başarmanın şansı yok. Şimdi Başbakan akil adamlar, akıllı adamlar adını ne söylersen onu, Kadir İnanır’ı, Hülya Koçyiğit’i toplamışlar onu bir yere kadar faydalı olur ama asıl önemli olan amatör kulüplere, alt yapısı olan kulüplere değer vermek, bu kulüpler o yaşta, Kürd’ü, Laz’ı, Çingene’si ve hatta gayrimüslimi ve bizim takımda Ermeniler de var. Aynı tip formayı giydikten sonra milleti, dini, rengi ve ırkı geride kalıyor.


 


Taki Kaliva adında bir Papaz çocuğu…
Bizim çocukluğumuzda, burada (Balat) Aya Kurusina Kilisesi (Mısır’daki Hristiyanların Kilisesi) vardı. Yine burada demir fabrikası vardı, ben en yakınlarımın adını unuttum ancak bu kilisede Taki Kaliva adında patronun yeğeni bir ağabeyimiz vardı. Bu dediğim 1968’li yıllar. Bizim top niyetine naylonu bulduğumuzda bayram ettiğimiz günlerde Taki ağabey bize futbolu öğretmeye çalışıyordu. Balat eskiden kalafattı, Gemi Sanayisi buradaydı eskiden. Ben top oynayacağım diye ne hırsızlığa gittim, ne de bakır çalmaya gittim. Neden gitmedim, çünkü Taki ağabeyin futbol topu ile oynayacağız diye…


 


“Bizi hayata kazandırdı"
Benim akranlarımın çoğu şimdi cezaevinde, ölenler, kanser olanlar, içkiden kumardan hayatı kararanlar var. Esrardan ve haptan yaşamı mahvolanlar var. Ortodoks Rum çocuğu Taki Kaliva bizi hayata kazandırdı. Ben de, “bu güzel insanlara borcumu ödeyebilmek için ne yapabilirim?” diye düşündüm ve 1968’li yıllarda Ortodoks Rum çocuğunun bize yaptığı iyiliği ben de şimdi buradaki Laz, Kürt, Çingene, Pomak ve Boşnak çocuklarına hiçbir karşılık almadan, futbol sevgisini aşılayarak vermeye çalışıyorum.



“Esrara, hap kullanmaya, içkiye karşı, futbol”
En ufak kategoriden A takıma kadar bütün takımlarımız vardır, A takımımızı da ‘lütfen’ yapıyoruz. Çünkü çocuklarımızın bir hedefi olsun istiyoruz. Bizim hedefimiz 17 yaştır. Biz çocukları bu yaşa kadar korursak, sağlıklı bir şekilde eğitmeyi başarırsak ve hayata kazandırırsak artık korkmuyoruz. Esrara, hap kullanmaya, içkiye ve kumara 17 yaşına bulaşmayan çocuk artık bu kötü alışkanlıkların karşısında bir yiğittir. Onun için de Yavuz Sultan Selim Spor Kulübünü 13 sene önce satın aldık, sağ olsun o dönem bir arkadaşımız aracı oldu, kendisi halen Yönetim Kurulumuzdadır. Balat’ın dışında alt yapıda futbolcumuz yoktur. Belki Eyüp’te oturan Yöneticimizin oğlu vardır ya da Şehremini’de oturan bir başka Yöneticimizin oğlu vardır, onun dışında bizim hedef kitlemiz Balat’tır, Balat’ın evlatlarıdır. Amatör ligin esas amacına uygun, ruhuna uygun olan Yavuz Sultan Selim Spor Kulübü, kendi mahallesinin çocuklarına hitap etmektedir. 200 tane lisanslı futbolcumuz var. Bunların dışında yine bir 200 tane de göbekli, topal ve bunun gibi bir sürü futbolcumuz var. Bana diyorlar ki, Kadir Hoca bu çocuktan futbolcu mu olur? Futbolcu olmaz ama hırsız da olmaz! Futbolcu yapamayız belki ama hırsız olmalarını de engelleriz. Onun esrarkeş olmasını engelleriz, okulda başarısız olmasını da engelleriz. Biz Kulübümüzde, Halk Eğitim ile birlikte İngilizce kursları açtık, bilgisayar kursları açtık, sertifika veriyoruz. Şimdi de Romanları örgütledik, çünkü takımımızın yarısı Roman ve Kürt çocuklarından oluşuyor, biraz da Karadeniz’liler var. Allah izin verirse gelecek sezon 20-30 tane enstrüman çalan bir sanatçı takımı kuracağız. Şimdi ben çocuklara dedim ki, nota öğrenin, solfej öğrenin, müziğinin en alasını öğrenin ki, sarhoşlara meze olmayın. Gidin bir sanatçının arkasında müziğinizi yapın dedim. Dernekleri de kuruluyor, hedefimiz hem futbol hem de müzisyen bir takım kurmaktır. Sporun dışında bu insanları bir arada tutamayız. Burada dernekler enflasyonu var, kıl köyü derneği, yün köyü derneği, kendi aralarında söylerler, yine kendi aralarında oynarlar. Ama burada en ufak bir kıvılcım kavgaya dönüşüyor, biz burada onların çocuklarını arkadaş yapmaya çalışıyoruz.


 


“Belediye Başkanı Mustafa Demir destek veriyor”
2004 yılında biz Yavuz Sultan Selim Spor Kulübü olarak faaliyet gösterirken, o zamanki Topkapı Spor Kulübü Başkanı Ercan Benian, Ayvansaray Spor Kulübü Başkanı Muzaffer Şener, Güzelhisar Spor Kulübü Başkanı Süleyman Bey, Fatih Vatan Lisesi Başkanı Suat Özcan ile birlikte Fatih Kulüpler Birliği’ni kurduk. Bu arkadaşlar ile birlikte 1.5 yıl boyunca, aynı ilçede yaşayan ancak birbirini tanımayan ve birbirleri ile alakası olmayan Kulüpleri bir araya getirerek güç birliği oluşturmak hem de bizim en büyük sıkıntımız olan SİT alanı, tarihi eser olan ve yeşil alanı olmayan Fatih ilçesine spor alanı kazandırmaktı. Birlik sayesinde sağ olsun Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir (2.döneminde) İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu, Fatih Belediyesi Mimar Sinan Stadını kendi alıp bizlere tahsis ederek, bir nebze olsun bizlere faydalı olmuştur. Antrenmaları ise bazen İstanbul Büyükşehir Belediyesispor’a ait olan Balat Alt Yapı Tesislerinde saat 19’dan sonra yapıyoruz.



“Kimsenin tenezzül etmediği çocukları kadromuza katıyoruz”
Yavuz Sultan Selim Spor Kulübü’nün, İstanbul Büyükşehir Belediyesispor kadar sporcu mevcudu var. Ancak onlar neticeye dönük Kulüp oldukları için eleye, eleye oyuncu alıyorlar. Biz ise kimsenin almaya tenezzül etmediği sporcuları bünyemize kattığımız için herkesten daha fazla sporcumuz var. Lige katılmadığımız kategorimiz yok. Elimizde bir sürü de hiçbir futbol oynama şansı olmayan çocuklarımız var. Ancak elimizdeki malzeme sıkıntımızdan dolayı, forma giydiremediğimiz için utancımızdan buraya getiremediğimiz futbolcularımız var. Yazın 300-400 kişi ile Yaz Futbol Okulu yapıyoruz. Sırf bu çocukları sokaktan kurtarmak için bunu yapıyoruz.


 


“Hırsızlığa en müsait bölge burasıdır”
Balat ve Haliç çevresi Fatih İlçesi’nin en pis nahiyesidir. Esrara, çeteye, hırsızlığa en müsait bölge burasıdır. Beşiktaş’ın en fanatik çocukları da buradan götürülen çocuklardır. Biz onları, onların elinden kurtarmak için, fanatizme değil Fair-Play’a hizmet etmek ve spora teşvik etmek için varız. Bizim dilimizde, kavga yoktur, maçın skoru ne olursa olsun, Hakemi ve rakibi tebrik etmek bizim geleneğimizdir. Kart gören de bizde bir daha forma giyemez. Bazen de çocuk başarılı diyerek kaprisini çeken Hocalar ile yollarımızı ayırdık.


 


“Ahlaksızlığa karşıyız”
Her şeyi neticeye bağlayan Hocalar var. Biz Kulüplerin en büyük sıkıntısı da budur. İdealist Yöneticinin ve idealist Hocanın en büyük sıkıntısı budur. Sahtekarlığa, ahlaksızlığa, Hakemi kandırmaya karşıyız. Tribün baskısı kurup, küfür ile baskı yapıp maç kazanmak da olmaz. Bunlar bize lazım değil. 8 tane gol yiyoruz, Kürt börekçisine gidiyoruz, primimiz Kürt Böreğidir. Börekçiye hesap ne oldu bilmiyoruz, yenilsekte de yensek de takımı Kürt Börekçisine götürüyoruz. Durumumuz çok iyi olursa köfte ekmek alırız.



“2.Amatör Ligde dışarıdan transfer mi olur?”
Kulübümüzün hiçbir geliri yok, 3-5 tane manyak var onların sırtından gidiyor Kulübümüz. Onun dışında bir sponsor bulmuştuk. Bir avukat gelmişti, Faik Işık, hani şu Aziz Yıldırım’ın avukatı olan. Bir dönem parası var diye bize Başkan olmuştu. 2. Amatör Ligde 100 milyar harcamıştı. Takımı 1.Amatör Lige çıkarttı, öbür sene hüsran yaşadık. Adam şovdan başka bir şey yapmadı. Alt yapılarımız kapandı, İngilizce kurslarımız kapandı, onu göndermek adına halen 4-5 mahkememiz sürmektedir. Başkan yapmıştık onu. Bir dönem Recep Tayyip Erdoğan’ın Avukatlığını yapmıştı, Kadir Topbaş’ın Avukatlığını yapmıştı, ayakkabısını boyattığı boyacıya bile “ben Recep Tayyip Erdoğan’ın Avukatıyım” diyen bir adamdı. Onu buradan göndermek için çok uğraştık. Bize çok zarar vermiştir. Balat’tan bir tane futbolcu almadı. Hep dışarıdan transfer yaptı, 2.Amatör Ligde dışarıdan transfer mi olurmuş? Amatörlüğün adı kalmamış.


 


“Utanmasalar minik takıma transfer yapacaklar”
Profesyonel takımda Yöneticilik yapamayacak kişiler, yüreği olmayan, ciğeri olmayan kişiler Amatörde, Profesyonel dürtülerini tatmin ediyorlar. En zoruma giden de budur. Yani neredeyse utanmasalar minik takıma transfer yapacaklar, o kadar hazır lopçu Yönetici, hazır lopçu Başkan tipleri var. Bunların semtiyle, mahallesi ile alakası yoktur. Mahallesinde, sokağında esrar satılan takımın mahallesinden futbolcusu yok. Sonra şampiyon olmuşlar, bana ne senin şampiyonluğundan… Daha da konuşmak istiyorum da tutuyorum kendimi…


 


“Alt ligleri görmezsen milli takımın hüsrana uğrar”
Amatör Lige destek olunmalıdır. Federasyon destek olmalı. Bir Süper Ligdeki futbolcuya verilen paraların %10’u amatör lige harcansa bu lig kalkınır. Bütçesinin hesabını bilmeyen takımlarda Hocaların maaşını Federasyon veriyor, böyle iş mi olur. Yahu bu kadar parası olan takımlara yardım edilse ne olur, edilmezse ne olur? 3.Lige çıkmak için 3 trilyon harcayan da var, 500 milyar harcayan da… Sen Federasyon olarak bu takımın Hocasına 10 ay süresince asgari ücretten maaş versen ne olur? Sen ona neden yardım ediyorsun, Federasyon bizim gibi mahallesinden takım yapanlara Hoca yardımı yapmalıdır. Bana göre Amatör Ligin kalkınmasının tek çaresi Federasyon’dur. Milli takımın haline bakın! Altı Nokta Körler Derneği bile bunlardan daha iyi kararlar verir. Takıma bakın, yarısı devşirme. Neredeyse Türkiye’den, 75 milyonluk ülkeden milli takımda oyuncumuz yok. Neden? Sen alt ligleri görmezsen, sen alt ligleri körleştirirsen nereden çıkacak bu futbolcular? Fenerbahçe’ye, Galatasaray’a, Beşiktaş’a inanılmaz paralarla tesisler yapıyorsun, onların vergi borcunu siliyorsun, ben bunlara karşı değilim ancak ben diyorum ki; ben 100 bin TL ile bin tane çocuğu sokaktan kurtarırım.


 


“Amatör sporcuların pirinç kadar değeri yok”
Yavuz Sultan Selim Spor Kulübü olarak yıllık bütçemiz 15 bin TL. Her kategoride varız. Geleceğe yönelik, çocukları sokaktan kurtarmaya yönelik faaliyetlerimiz var. Yeşilay’ı sokağa çıkarttık, cadde, cadde geziyoruz, 1 kişi kurtarmak için aylarca didiniyoruz. Meyhanelere giriyoruz, içkinin, sigaranın, kumarının zararlarını bire bir anlatıyoruz. Hükümet her sektöre ciddi teşvikler veriyor, asıl geleceğimiz olan çocuklara teşvik verilmez mi? Allah aşkına neden gerçekleri görmek istemiyorlar? Amatör sporcuların, çocukların pirinç kadar, buğday kadar değeri yok mu? Geleceğine yatırım yapmayanların sonra da şikayet etmeye hakkı olmamalı. Sen Devlet olarak “tribünler çok fanatikleşti, gençler çok agresifleşti” diyeceğin yerde geleceğine yatırım yapacaksın ilk olarak. Nedense Fair-Play’in gelişmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Parmaklarını bile oynatmıyorlar. 622 sayılı Kanun var. Kimse umursamıyor. Polis de burada ciddi suçludur. Tribünlerdeki terörü önlemek istiyorlarsa kanunları doğru uygulasınlar yeter.



“Bir düdükle yatıyor, diğer düdükle kalkıyorlar!”
Benim konuşmalarım nedense herkese batıyor, herkes rahatsız benim fikirlerimden. Ben kötü bir şey söylemiyorum, ben çevremdeki çocuklar için çabalıyorum. Atanmışların bu kadar ağır olduğu, seçilmişlerin bu kadar pasif kaldığı bir ülkede benim konuşmalarımın birilerine dokunması tuhaf değil mi? Bu ülkenin birilerine göbeğinden bağlı olmayan, talimat ile iş yapmayan Sivil Toplum Örgütlerine ihtiyacı var. Bir sürü Sivil Toplum Örgütü var ama bir düdükle yatıyor, diğer düdükle kalkıyorlar. Biz Amatör Kulüpler de sütten çıkmış ak kaşık değiliz. Bazı Kulüplerimizde maalesef kumarhane, meyhaneler var. Ancak hep onların sesleri çıkıyor. Bizim gibi alt yapıya değer veren Kulüplerin sesi çıkmadığı için yok hükmündeyiz. İnsan çok önemli, çocuk çok önemli. Benim tak gayem ben öldükten sonra hakkımda “iyi şeyler yaptı” desinler.


 


“Gençlerimize sahip çıkalım”
AMATEM’de bir çalışmaya katılmıştım, orada Hoca’ya sordum, “bu çocukların yeniden topluma kazandırmanın size maliyeti ne kadar diye sordum?” Bir yılda 90 Bin TL dedi Hoca. Pekala bu kadar harcamaya rağmen topluma kazandırma şansınız ne kadar? Diye sordum. %10 bile değil dedi. Şimdi bu adam içki, kumar bağımlısı olmuş, sonra Devlete sığınmış, Devlet ona bir yıl için 90 Bin TL harcıyor. Ben 90 Bin TL 90 tane çocuğu sokaktan kurtarırım, Devlet bunu görse yeterli aslında. Ben Balat’ta her şeyi gördüm, içkiden, kumardan, uyuşturucudan öleni gördüm. Sadece Balat değil, sur bantları hep böyle. Yedikule’den başla, Belgratkapı, Ben sıkı bir Hristiyan olan Taki ağabeyin bize karşı olan tavrı, bizi hırsızlık koruyan, tinerden, kötü alışkanlıklardan koruyan tavrı çok etkiledi. O gazla devam ediyoruz. Silivrikapı, Mevlanakapı (imarın olmadığı yerler) ama şimdi okul çevrelerinde, merkezlerde de (Aksaray’da, Eminönü’nde) yabancıların uyuşturucuyu getirmesi sonucu arttı bunlar. Bunlar denetimden kaçan yasa dışı işler. Ben Emniyet Müdürü’ne diyorum: “Bana idealist bir narkotikçi bulun, ben bunları ihbar edeceğim” diyorum. Burada ihbarın adı ispiyonculuktur. Ben o ispiyonculuk görevini seve, seve yapmaya da hazırım. Daha önce de oldu, falan adam torbacılık yapıyor diyorum. Ben Balat’a gelmeden adam gelip beni buluyor, “Kadir ağabey ayıp değil mi yaptığın bizi ispiyon ediyorsun!” diyor. Ancak öyle idealist bir Polis bulamadım. Bana diyorlar ki, “Biz aşağıdakilere bilerek yok veriyoruz ki, yukarıdakileri yakalayayım”… Bir çocuk o zehirle tanışırsa, senin taktiğin de büyük balığın da batsın.


 


Aslında hepimiz günahkarız. İnsanlık adına yapılacak en büyük hizmet, minik sporculara yapılacak hizmettir. Herkesten rica ediyorum, gençlerimize sahip çıkalım. Çocukları korumak imandan sonraki en büyük görevimizdir.


 


RÖPORTAJ: ALİ KEMAL DEMİR

3 yorum:

Caner Mehmet dedi ki...

Kadir hocam sizi çok seviyoruz çok teşekkür ediyoruz bize bu iyilikleri yaptığınız için :) Caner , Mehmet.

Unknown dedi ki...

yavuz Sultan Selim'in şampiyon olduğu sene bende o kadroda idim 1.gol yiyerek şampiyon olmuştuk o golü de 1.0 kaybettiniz Vardar maçında yemistik başkan hakkında kimse kolusamaz adam tüm alacaklarimizi sonuna kadar verdi hatda her maç sonunda prim dagatdi çeşitli organizasyonlar yaptı neden başkana salliyonuz ha doğru siz baskani yeme tayfasiydiniz başkan uyandı işi sizde adamı yiyemediniz ondan bu arada yavuz sultan selim carşambanin takımıdır sonradan balata geçmiştir

Adsız dedi ki...

Gerçekten butarz spor kulübüne düzgün bir başkan gelir adamın parası vardır ve kulübü biyerlere getirmek ister osezon bende yavuzsultanselimde oynuyordum bu arada yavuzsultanselim Çarşamba takımıdır sonradan balata geçmiştir gelilim işin aslına keske herkez faik ışık gibi olsa adam her futbolcunun transfer paralarını sonuna kadar verdi artı hermac sonu prim o sezon 1.gol yedik o da Vardar maçı 1.0 kaybetmiştik 10.1.kazanacagimiz maçtı adam gibi adam di faik başkan allahraziolsun amatörde öyle başkan bulmak zor kiadamin önünü kesmeseler 3.lige çıkardı Takim ama vardır ya hep çekemeyen tayfa neyaptilar ne ettiler adamın ayagini kaydirdilar şimdide nurdan salliyolar yazikkk vallahi yazikk adam elende. Gelen herşeyi yapıyordu ama hırsız coktu yediler adami

U17'deki Beykoz derbisinde puanlar paylaşıldı

İstanbul Amatör Ligleri U17 Yaş A Kategorisi 17.Grubunda ilk yarının son hafta karşılaşmalarından birinin adresi de Çavuşbaşı M.Hanefi Dilma...